Kördüğüm 12 Nisan özeti 249. Bölüm Fragmanı Irz Düşmanı Yuvi

Kördüğüm 12 Nisan özeti çok uzun oldu; bu nedenle de iki parçada siz değerli ziyaretçilerimizin beğenisine sunduk. Bu sayfa bulunan özet Kördüğüm 12 Nisan özetinin ikinci kısmıdır. Kördüğüm 12 Nisan özetinin ilk kısmını okumak için tıklayınızkördüğüm Özet

Kördüğüm 12 Nisan özeti(2. Kısım)

Yuvi kafayı çekmektedir arabasında, efkarlanır ve Muktayı arar. Mukta da o vakitler odasında babasının dediklerini düşünmektedir. Mukta arayanın Yuvi olduğunu görünce meşgule çeker. Yuvi sinirlenir, bir kaç kez tekrarlanır bu durum. Yuvi çok sinirlenir. Demek öyle ha Mukta der. Seni tenhada kıstıracağım Muku-Nuku, sana acımayacağım, sana çok güzel bir ders vereceğim ve göreceksin beni kullanıp bir peçete gibi atmak ne anlama geliyormuş der Yuvi…

Mukta müstakbel pederi kumarcı Radhor’un söylediklerini düşünürken, odaya elinde meyve suyu ile gelen sirenli şeytan NaaNii hemen kızcağızın aklını karıştırır. Muktacağız ya babamın dedikleri doğru ise ve beni yetiştiren İşça teyze iyi bir insan ise falan diye düşünürken Nani yok gülüm benim dediklerim doğru, Arpacı kumrusu gibi çok düşünme, yorma kendini der…

Odada avukatın eşliğinde Bundela kabilesi oturmaktadır. Avukat vasiyetin yıllar önce yazıldığını ve artık değiştirilmesinin mümkün olmadığını söyler.Umed ise lafı uzatma avukat oku vasiyeti herkes saygı gösterecek merak etme der. Avukat başlar okumaya…Malın yarısı Umed’e diğer yarısı Tej’e kalacak lafını duyanın içi bir hoş olur bayılır. Guwanti bacı ahanda korktuğum başıma geldi nöğürelim uşaklar modunda etrafına bakar kalır. Bu arada “zoruna  mı gitti gardaş” şarkısını söyleyerek içeri dalan TEJ!! dir…Şafağı doğan güneş olan bir er edasıyla salona giren Tej, “Zoruna gidenin, borusuna gitsin” bundan sonra böyle ahali diyerek şarkısını sonlandırır…Tej ilk iş olarak Veer goçum ilk olarak seni kovuyorum diyerek işe başlar. Daha sonra karşı çıkan Guwantiye ayar verir. Veer açıklanan karar sonrası memuriyetten ihraç edilmiş KHK’lı gibi odayı yavaş adımlarla terk eder…

Tapınakta İşça kendi dini hükümlerince tapınmakta iken, kumarcı Radhor besmele çekerek içeri ayakkabısını falan çıkarıp girer. Nede olsa bunca yıl gazinocu ve kumarcılığa vermiş olmanın ezikliği içinde çarpılmamak için sessizce İşça’nın yanına sıvışır. Aman İşça bacım dünyalık bir mesele için seni rahatsız ettim, aman Allahım töbe sen büyüksün diyerek lafa başlar. İşça Meeti’ye kim ne yapıyorsa hala da yapma peşinde haberin olsun der. Bu işin arkasındaki isim MUKTA der ve yılların vermiş olduğu evlat sevgisini de harcayarak Muktayı İşçaya satar. İşça şok, İşça Manşet tabii…

İşça bu durum üzerine kızı kadar sevdiği Muktanın peşine düşer. Onun ne işlere bulaştığını ve Nani’nin zehirinden nasıl etkilendiğini araştırmaya başlar. Bu arada Yuvi’de yeminler ettiği o tenhada kıstırma işlemi için Mukta’ya iyilik ve güzelliklerle yanaşmaya çalışır. Bu arada İşça Muktayı takiptedir. Muktanın Yuvi ile beraber bir otele girdiğini görür ve arkalarından takip eder İşça. Bir ara kaybetse de Muktanın çığlıkları ile olay yerine varır İşça. Yuvraj niyeti bozmuş ve Muktanın ırzına göz dikmiştir. İşça içeri girer girmez Yuvraaaajjj diye bağırır. Gördüğü nahoş vaziyete dayanamayan İşça deliye döner. Yuvi sersemlemiştir. Nereden çıktı bu hoca bozuntusu karı diye içinden geçirse de toparlanmamış, Muktayı bırakmaya niyeti olmadığını göstermiştir Yuvraj efendi… Sonunda İşça oğlunu bir namus meselesinden dolayı eline geçen meyve bıçağı ile bıçaklamak zorunda kalır…!

Elinden bıçaklanan ırz düşmanı Yuvi, anası ırz bekçisi İşçaya sinirlenir. Olan patırtıya seyirten Hindistan aynasızları Yuvi’yi tutuklarlar…Mukta olanlardan dolayı şok geçirmiştir. Yuvi polisler arasında giderken İşçaya kötü bir bakış atar. İşça Yuvinin ufaklığını hatırlar, geçmişe dalar…

Bundela evinde Dadajisiz hayat çok değişmiştir. Artık servetin yarısını ele geçiren Tej söz sahibidir. En sevdiği kişi olan Yuvi’yi kötü yola iletmek için türlü türlü teklifler sunmaktadır. Veer artık höt diyememektedir Tej’e…Yine bir akşam masada oturup birşeyler yerken ev ahalisi, içeri Dönülmez Akşamın Ufkundayım şarkısını mırıldayarak giren sarhoş Tej’i görürler. Tej uyuzlukta sınır tanımaz… Milletin yemek yediği masada bana yer yokmu diyerek bakınır sonra Dadajinin koltuğuna oturur pis ayaklarını masaya uzatır. Küstahça laflar eden Tej’e karşı “Vay dalaksız, adi herif!!” diyerek harekete geçen Veeri durdurmak Guwantiye düşer. Özel yemek ister kendisine ve Chanda ona özel bir tabak içinde tavuk getirir. Herkes Chanda nın asıl yüzünü de böylelikle görür. Chanda nın mazereti de hazırdır. Bu evin yarısı da Tej’e ait olduğu için özel muameleyi de hak etmektedir…!

Karakolda sorguya ilk alınan isim Mukta olur. Komiser başlar sorgulamaya…Mukta evladım bu herifle ne işin vardı, seni zorladı mı, öptü mü? elledi mi dokundu mu falan gibi large sorular sorar…Mukta oraya isteyerek gitmediğini fakat arkadaş olduklarını falan söyleyince diğer polislerde lafa karışır “hadi bacım bu yolun yolcusu olmasan otelde namahrem herifle ne işin vardı modunda dalga geçmeye başlarlar…Bu arada sorguyu izleyen İşça masaya yumruğunu vurur ve YETEER!!! adam olun ulen ne biçim sorgu bu modunda sert çıkar. Bu sert çıkış Muktaya umut, polislere korku salar…Ulen vicdansızlar, bu kız yerine ananız, bacınız olsa onlara da böyle lakayt sorular mı sorardınız ciğersizler modunda bir konuşma yapar İşça…Komiser haklısınız ama bu çağın bebelerini anlayamıyoruz bazen kendi istekleri ile halvete giriyorlar bazen yan çiziyorlar biz de anlamak için sorular soruyoruz falan diye kıvırmaya çalışır. Daha sonra polisler Yuvi’nin aleyhinde tanıklık yapmasını teminen İşça’dan yazılı taahhütname almak isterler…

İşça mahkemeye geleceğini konu ile ilgili hakim karşısında sanık aleyhinde tanıklık yapacağına ilişkin kağıtları imzalarken Yuvi’nin ufaklığı aklına gelir ve ağlar…Doğrucu ana İşça kendi aleyhine de olsa şahitlikten vazgeçmez…

Gerçek bir müslüman gibi davranmıştır İşça…Kitab-ı mukaddeste yazan fakat günümüz müslümanlarının hiç birinin yapmadığı, yapamadığı bir tanıklık için imza atmıştır koca yürekli İŞÇA…

Peki ne yazılmış Kitab-ı Mukaddeste “kendi aleyhimize de olsa şahitlik” hakkında ? Bunu da sizlerle paylaşarak noktayı koyalım…

“Ey iman edenler! Kendinizin, anne ve babanızın ve akrabalarınızın aleyhine bile olsa, Allah için adil tanıklar olarak adaleti gerçek anlamıyla yerine getirin. Tanıklık ettiğiniz kimseler; zengin de olsa, fakir de olsa, Allah, onlara sizden daha yakındır. Haddi aşarak, tutkunuza tabi olmayın. Eğer gerçeği çarpıtıp, yüz çevirirseniz, Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.” (Nisa Suresi 135. Ayet)